ÜNİVERSİTE SINAVLARINA HAZIRLIK
Başarılı öğrencilerin hepsi birbirine benzer; başarılı olamayan her öğrencinin ise başarısızlık sebebi farklıdır. Cümle tanıdık gelmiş olabilir çünkü Tolstoy’un Anna Karenina’sındaki " Mutlu ailelerin hepsi birbirine benzer; mutsuz ailelerin mutsuzluğuysa kendine özgüdür " cümlesinin değiştirilmiş halinden başka bir şey değildir. Jared Diamond bu yönteme ünlü Tüfek, Mikrop, Çelik adlı kitabında “Anna Karenina” ilkesi der ve benzerini kitabında da kullanır. Ona göre Tolstoy, yukarıdaki cümlesinde şunu söylemeye çalışmaktadır: Bir evliliğin mutlu bir evlilik olabilmesi için birçok bakımdan işlerin yolunda gitmesi gerekir. Bunlardan bir tanesinin bile eksik olması, o ailenin mutsuz olması için yeterlidir. Biz bu yazıda bu ilkeyi, bir öğrencinin üniversite hazırlık sürecine uyarlayacağız ve başarıyı getiren etkenleri sıralamaya çalışacağız. Bunlardan birinin bile eksikliğinin, başarısızlığa yol açtığını göstermeye çalışacağız.
HEDEF BELİRLEMEK
Yola çıkmadan önce mutlaka bir hedef belirlemeliyiz. Artık klişeleşti “hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez” sözü ancak doğruluğunu yitirmedi. Hedefinizin olması, çalışmalarınızda sizin için daima itici güçtür. “Neden çalışıyorum , ne için mücadele ediyorum?” diye sorduğunuzda, kendinize olan inancınızı yitirdiğinizde size umut aşılayacak olan şeydir.
ERKEN YOLA ÇIKMAK
Üniversite sınavı hazırlık sürecinde en önemli etkenlerden biri yarışa erken başlayabilmektir. Hazırlık sürecini ne kadar erken başlatabilirsek o kadar avantajlı olacağımız bir gerçek. Ne zaman başlamalı sorusu tamamen bize bağlı. Sonuçta önümüzde, 4 yıl boyunca gördüğümüz konuların neredeyse tamamından sorumlu olacağımız bir sınav var. Yüksek bir hedefimiz varsa, süreci 11. Sınıfın başından itibaren planlamakta fayda var. Unutmayalım, yaklaşık 3 milyon adayın olduğu bir yarış bu.
YOĞUN PROGRAM
Haftanın en az 6 günü çalışacağınız bir çalışma programımız olmalı. Okuldan artan (tabi varsa kurs, dershane, özel ders vb.den de) zamanı çok iyi değerlendirmek gerekir. Bu programı yaparken bir uzmandan yardım almamız iyi olur. Bu program uyabileceğimiz bir program olmalıdır, doğru, ancak bir miktar bizi zorlayan bir yapıda da olmalı ki, çalışma miktarımız her geçen gün artsın.
Bu çalışma tarzı ile ilgili ufak gibi görünen bazı ayrıntılar çok önemlidir. Örneğin sadece konu çalışmak başarı getirmeyeceği gibi, sadece soru çözmek de başarı getirmez. Hatta sadece bu ikisini yapmak da başarı için yeterli değildir. Bunlardan sonra bir de çözemediğimiz sorularla uğraşmak var ki, çoğu zaman ihmal edilen ama bir konuyu öğrenmek ile öğrenmemek arasındaki ince çizgiyi oluşturan şey kesinlikle budur. Bir testte doğru yaptığımız soruların bize faydası yoktur. Ancak yapamadığımız soruların üzerine giderek ilerleme kaydederiz.
Uygulayacağımız çalışma programında çalışmaya başlayacağımız saatler bir düzen içerisinde olmalıdır. Örneğin hafta içi okul sonrasında mümkün olduğunca aynı saatlerde çalışmaya başlamak, bu çalışmaların bir alışkanlığa dönüşmesi için önemlidir. Öğrencilerin en sık şikayet ettiği şey, ders çalışmanın sıkıcı olmasıdır. Bu sebeple bir çok öğrenci çalışmaya başlamadan önce kendisine bir tür ilham gelmesini beklemekte, gelmediği takdirde de, ki çoğu zaman gelmez bu ilham, ya çalışmaya başlayamamakta ya da öfleye püfleye verimsiz bir şekilde, çok sık ara vererek, çalışmaktadır. Oysa hergün aynı saatte düzenli bir şekilde ders çalışmaya başlarsak, hem bu çalışma bir alışkanlığa dönüşecek, hem de verim artacaktır. Bu sistemin aynını uyku düzenimize de uyarlamalıyız. Uyku ile öğrenme ve öğrendiklerimizi hatırlama arasında doğrudan bir ilişki vardır. Düzensiz ve yetersiz uyku çalışmalarımızın etkisini azaltır ve başarıya giden yolda bize bir engel teşkil eder.
UZMAN DESTEĞİ
Tüm bu süreci planlarken, planı uygularken, belli sonuçlar elde ettikten sonra, aslına bakarsanız tüm süreç boyunca mutlaka ama mutlaka Rehber Öğretmenimizden destek almalıyız. Gerek deneme sınavı sonuçlarınızı incelerken, gerek bu denemelerde yaşadıklarımızı konuşurken bize çok yardımı dokunacaktır. Hazırlık sürecinde zaman zaman kaygımızın yükseldiği anlar olacaktır kuşkusuz. İşte bu anlarda Rehber Öğretmenimiz bizim için kurtarıcı rolü oynayacaktır.
DİJİTAL DESTEK
Günümüzde üniversite sınavlarına hazırlık yapan bir öğrenci için olanaklar oldukça fazladır. Okula destek olarak dershane, kurs, özel ders ve seçenekleri ile birlikte bugün artık devasa bir kaynak daha söz konusudur: İnternet. Ve bu kaynak sadece yazılı değil görsel olarak da mevcuttur. Çoğu öğrenci, internet üzerinden birçok konu anlatımı/soru çözümü videosunu, alternatifler arasından seçerek izleyebilmektedir. Ancak bu kaynakların nasıl kullanılacağı önemli bir sorundur. Zamanımızı nasıl değerlendireceğimiz, planımızı programımızı nasıl yapacağımız çok önemlidir. İnternetten konu anlatımı dinleyeceğiz diye saatlerimizi bilgisayar ya da telefon başında geçirmek de bu işin tehlikelerinden.
SONUÇ
Üniversite sınavına hazırlık yorucu ve uzun bir süreç. Süreci baştan sona iyi planlamak ve bu plana sadık kalmak gerçekten çok önemli. Çok ince detayları bile atlamamak gerekiyor. Deneme sınavlarında testleri hangi sıra ile çözmemiz gerektiği bile son derece önemli bir sorun. Bize hangi testin daha fazla puan getirdiğini, dolayısı ile aslında tüm sınav sistemini çok iyi tanımamız gerekiyor.
Yüksek Öğretim Kurumu verilerine göre üniversite hazırlık sınavlarına giren 3 öğrenciden biri, ertesi sene tekrar sınava giriyor. Buradan da anlıyoruz ki birçok öğrenci sınavdan istediği sonucu alamıyor ve tekrar denemek yolunu seçiyor. Bunun nedeni ise bu sınavlara hazırlık sürecini doğru bir şekilde planlamamış olmaktan başka bir şey değildir.
Bülent Akyol
Manisa Kampüs PDR Uzmanı
PDR Bölümü
