İzmir Özel Türk Koleji

EĞİTİM

01.11.2017 00:00:00

Hikâye Anlatmayı Eğlenceli Bir Aile İlişkisine Dönüştürmek

 

Size bir hikâye anlatayım…

İnsanlar yüzyıllardır bütün kültürlerde hikâye anlatır. Hikâyeler insanları bir araya getirir, eğlendirir, eğitir ve rahatlatır. İnsan beyni hikâyelere çok bağlıdır. İyi bir hikâye oksitosin düzeyini yükselterek beyinde günlerce sürecek değişikliklere sebep olabilir. Hikâyeler, bilginin daha fazla hatırlanmasını sağlar. İşte, hikâyelerin evinizdeki herkes için yararlı olmasının sebepleri:

Hikâye anlatmak çocukların zihnini açar

Araştırmacılar, hikâye anlatmanın erken çocukluk döneminden başlayarak, dil gelişiminin doğal ve önemli bir parçası olduğunu söylüyor. Yeni bir araştırma, çocukların duydukları bir kelimeyi okumayı daha kolay öğrendiklerini ortaya koydu. Hikâye anlatma becerilerini iyileştirmek çocukların okulda yazılı anlatım ve okuduğunu anlama konularında destekler.

Hikâyeler iş hayatınızla özel hayatınızı canlandırır

Dünyanın prestijli iş ve yönetim dergilerinden “Harvard Business Review” yazarları, hikâye anlatmayı bir bağlanma hissi oluşturmanın ve ilham verici sunumlar yapmanın en önemli araçlarından birisi olarak yere göğe koyamıyorlar. Hatta hikâye anlatmayı, iş dünyasının çok güçlü bir stratejik aracı olarak görüyorlar.

Sosyal ortamlarda ilgi çekici hikâyeler anlatıp anlatamamanız sizi başarıya ulaştırabilir ya da çuvallamanıza sebep olabilir. Sonu gelmeyen bir destanı dinlemeye ya da “Karşımdaki Kişiyle Konuşacak Hiçbir Şeyim Yok” sessizliğine mahkûm olmak bir akşamı berbat etmeye yeter.

Birlikte hikâyeler anlatmak aile yakınlaşmasını güçlendirir. Hikâye anlatma becerisi herhangi bir alet, pil ya da başka bir şey gerektirmez, her yere kolayca taşınır.

Bütün bu avantajları ortada olduğuna göre, aile bireylerinizin birer hikâye anlatıcısı olması için neler yapabilirsiniz?

Hikâye anlatmayı günlük bir rutine oturtun

Çocuklar ve büyükler, ailece bir araya geldiğinizde ya da yemekte “gününün hikâyesini” anlatsın.

Hikâyeyi ilmek ilmek örün

Jason Boog, “Okumaya Doğmak: Dijital Çağda Kitap Kurtları Yetiştirmek – Resimli Kitaplardan Elektronik Kitaplara ve Diğerlerine” adlı kitabında anne babalara her seferinde bir parça ekleyerek, hikâye anlatmaya bir Lego yapısı kurarmış gibi yaklaşmalarını öneriyor. Hikâyenize birkaç karakter, bir ortam ve basit bir temelle başlayın. Olayları bir problem ya da bir doruk noktası oluşturacak şekilde üst üste yerleştirin ve hepsinin üstüne tatmin edici bir sonuç koyun. Bunun için çocukların oyunlarını örnek alabilirsiniz: Büyülü unsurlar ve klasik iyi kötü çekişmeleri çok caziptir.

Anlattıklarınıza kişisel bir şeyler katın. Çok yorgunsam şöyle hikâyeler anlatıyorum: Çocuklar ormanda yürüyüşe çıkar. Özel güçleri olan bir şey bulurlar. Büyülü bir macera yaşarlar. Eve dönerler. Sonra uykuya dalarlar ki anneleri de uyuyabilsin.

Aile hikâyelerinizi aktarın

Büyülü böğürtlenler ve birbirleriyle konuşan böcekler bir yana, en iyi hikâyelerin bazıları kendi aile tarihinizden çıkar. Araştırmalar aile hikâyeleri dinlemenin empatiyi geliştirdiğini, olumlu kimlik oluşumuna katkıda bulunduğunu, hatta kaygı ve depresyon risklerini azalttığını ortaya koyuyor.

Oyunlaştırın

Ebeveynlikteki pek çok şey gibi, hikâye anlatmayı oyuna dönüştürmek her zaman için iyi bir harekettir. Bir muayenehanenin bekleme salonunda dergi karıştırırken dergide gördüğnüz fotoğraflardan bir hikâye uydurabilirsiniz. Ya da klasik, süper güçlere sahip bireylerden oluşan ekipler kurma oyununu yeni cümlelerle canlandırın.

Ailenin bir kamp ateşinin etrafında toplanması herkesin hikâye anlatma iştahını kabartır. İsterseniz arka bahçenizde bir kamp ateşi yakın, ya da yağmurlu bir öğleden sonra, televizyon ekranınızdaki şömine ateşi görüntüsü eşliğinde rahat kanepelerinize kurulun.

Hikâye anlatmak, insan olmanın en iyi yanlarını ortaya çıkartır: Yaratıcılık, zekâ, duygusallık ve bağ kurma. Kendinize bir dinleyici bulun ve hikâyenizi anlatmaya başlayın.

 

Kaynak: https://www.parent.com/how-to-make-storytelling-a-fun-and-engaging-family-affair/