Bugün çocuk yetiştirmenin binbir farklı yolu var. Bunlar, çocuğun doğduğu kültüre ya da ebeveynlerin benimsediği ebeveynlik anlayışına göre değişkenlik gösterebiliyor. Ebeveyn olmanın tek bir doğru yolu olmadığı gibi dünyanın farklı yerlerindeki insanların kullandığı yöntemleri görmek de oldukça ilginç ve bazen de şaşırtıcı olabiliyor.
Mesela Norveçli çocukların açık havada öğle uykusuna yattıklarını biliyor muydunuz? Ya da İtalyan ebeveynlerin çocukları akşamları belli bir saatte uyumaya zorlamadıklarını? Dünyanın farklı ülkelerindeki ebeveynlerin kullandıkları yöntemleri okurken bazılarını kendiniz bile kullanmaya başlayabilirsiniz!
Polinezya Adaları’nda çocuklar birbirine bakıyor
Polinezya’da çocukların, büyük kardeşleri ya da kuzenleri tarafından yetiştirilmeleri çok yaygın görülen bir durum. Montessori benzeri bir ortamda, büyük çocuklar, daha küçük çocuklara yardım ederek onlara bakmayı öğreniyorlar. Böylece bu çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren kendi kendine yetmeyi öğreniyorlar.
İtalya’da çocukların belli bir uyku düzeni yok
İtalyanlarda “uyku saati” diye bir kavram yok çünkü çocuklardan belli saatlerde uyumaları beklenmiyor. İnanılmaz!
Finlandiya standart testleri önemsemiyor
Çocuklar okula 7 yaşında başlamakla kalmıyor, aynı zamanda standart testlerin ve ödevin olmadığı bir eğitim sisteminde büyüyorlar.
Hindistan’da çocukların en az 5 yaşına kadar kendilerine ait bir odaları olmuyor. Anne, baba ve çocuğun birlikte uyuması çocuğun gelişiminin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Dünyanın yaşamak için en güvenli ülkelerinden biri olan Japonya’da 5 yaşındaki çocukları bile tek başına otobüse ve metroya binerken görmek mümkün. Bu sayede çocuklara kendi yollarını özgürce bulmaları için bolca bağımsızlık veriliyor.
Fransa’da zengin bir mutfak kültürü bulunuyor ve bunun yansımalarını ebeveynlik yöntemlerinde bile görmek mümkün. Çocuklar daima yetişkinlerle birlikte yemek yiyor ve yemek seçen çocuklara asla farklı yiyecek ya da içecek verilmiyor.
Alman anaokullarında (3 yaşında başlanıyor) oyuncakları, kutu oyunlarını ve hatta sanat malzemlerini yasaklama trendi yaygın olarak uygulanıyor. Bu uygulamanın mantığı ise şu: Hiçbir oyuncak olmadığında çocuklar kendi fikirlerini geliştirecek zamanı bulabiliyorlar. Hazır ve bitmiş oyuncaklarla oynamayan çocuklar kendi oyunlarını geliştiriyor, birlikte daha fazla oynuyorlar, psikososyal becerilerini daha iyi geliştirebiliyorlar. Bu da onları gelecekteki bağımlılıklardan koruyor.
Kore’de açlığı yönetebilmek önemli bir yaşam becerisi olarak görülüyor. Bu yüzden çocuklara açlığı kontrol etmeleri öğretiliyor. Çocuklar çoğunlukla birlikte yemek yemek için tüm aile bireylerini beklemek zorundalar. Ayrıca atıştırmalık diye bir şey bulunmuyor.
Vietnam’da bebekler tuvalet eğitimi alıyor
Vietnamlı ebeveynler henüz 1 aylıkken bebeklerine tuvalet eğitimi vermeye başlıyor. Hedef, bebekler dokuz aylık olduklarında tuvalet eğitimini tamamlamak. Ebeveynler, bebeklerini eğitmek için ıslık ve Pavlov’un klasik koşullanma modelini kullanıyorlar.
Norveç’te bebekleri (2 haftalıktan itibaren) sıfırın altındaki derecelerde bile açık havada uyutmak çok yaygın görülen bir uygulama. İskandinavya ülkeleri genel olarak açık havayı seviyor. Örneğin Finlandiya çocuklara günde ortalama 75 dakika teneffüs hakkı veriyor. Bu süre Amerika’da 27 dakika.
Kaynak: https://www.popsugar.com/moms/Parenting-Tips-From-Around-World-44497156