Çocukken, Gök Gürültüsü adında hayali bir ata, konuşabilen hayali siyah bir pantere sahiptim ve hatta hayali bir düşmanım bile vardı! Kuzenimle birlikte ‘Cathy’ adını verdiğimiz bu kurgusal düşmanımızla, izlediğimiz süper kahraman filmlerindeki gibi savaşırdık. Bu kadar çok hayali arkadaşa sahip olmamın sebebi tek çocuk olmamdan kaynaklanıyor diye düşünürdüm hep, ancak görünen o ki asıl sebep canlı bir hayal gücüne sahip olmamdı. Doktor Eileen Kennedy-Moore, “Tek çocukların, yaşça en büyük çocukların ya da pek fazla televizyon izlemeyen çocukların hayali bir arkadaş yaratma olasılıkları daha yüksek,” diyor ve ekliyor: “Bu durumun sebebi hayali arkadaş edinecek fırsata sahip olmalarından kaynaklanıyor muhtemelen. Çocuklar, hayali arkadaş yaratmak için yapılandırılmamış zamana ihtiyaç duyarlar.”
Bu konuyu araştırırken kendi çocuklarımın hayali arkadaşlara sahip olup olmadıklarını merak etmeye başladım, çünkü daha önce böyle bir şeyden bahsettiklerini hiç duymamıştım. Biri diğerinden iki yaş büyük iki oğlum var. Beraber büyüdükleri için hayali arkadaşları olacaklarını düşünmemiştim, ama yanılmışım. 7 yaşındaki oğlum bana arkadaşı Frankie’den bahsetti; kendisi kedi ile köpek karışımı bir yaratık ve kanatları var. Çocuğumun sürekli arkasında bıraktığı dağınıklıktan belki de kısmen Frankie sorumludur.
Çocukların yüzde 65’inin bir dönem hayali arkadaşı oluyor
Birçok endişeli ebeveyn, “Hayali arkadaşlar yalnızlığın ya da sosyal beceri eksikliğinin bir belirtisi olabilir mi?” diye merak ediyor. Ancak görünen o ki, durum bunun tam tersi.
Mayıs ayında Science Friday dergisinde yayınlanan bir makalede şöyle yazıyor: “Tarih boyunca, pek çok araştırmacı ve ebeveyn, hayali arkadaşları zararlı ve uğursuz olarak nitelendirmiş; onların sosyal bir eksikliğin, şeytani bir varlık tarafından ele geçirilmenin ya da zihinsel hastalıkların bir belirtisi olduğunu düşünmüşlerdir. Örneğin, Alabama Üniversitesi’ne ait Bilgi Geliştirme Laboratuvarı’nda psikolog olarak görev yapan Ansley Gilpin, yakın zamanda gerçekleşen bir olaydan bahsetti: Bir ebeveyn kızında şizofreni olduğundan şüphe ediyordu. Ancak daha sonra kızın yalnızca hayali arkadaşa sahip olduğu ortaya çıktı.” Neyse ki, araştırmacıların hayali arkadaşa sahip olmanın normal bir şey olmakla kalmayıp psikolojimize de fayda sağlayabileceğinden bahsetmesiyle beraber bu tür fikirler de yavaş yavaş yok olmaya başladı.
Cari Romm, Hayali Arkadaşlar Çocukların Büyümesine Nasıl Yardım Ediyor? adlı makalesinde şöyle diyor: “Çocuklar bu arkadaşlarının gerçek olmadığını biliyorlar; günümüz araştırmacıları bu ‘uydurma’ arkadaşların yalnızlığın ya da sosyal eksikliklerin bir belirtisi olmaktan ziyade çocukların hayal güçlerini çalıştırabilecekleri normal bir yol olduğuna inanıyor.” 2004’te yapılan bir çalışma çocukların yüzde 65’inin bir noktada hayali bir arkadaşları olduğunu gösteriyor. Üç yaşında çocukların bile hayali arkadaşları olabiliyorken bu durumun en sık görüldüğü yaşlar 3 ve 8 arası. Bazı nadir durumlarda ise ergenliğe, hatta yetişkinliğe kadar devam edebiliyor. Ünlü polisiye yazarı Agatha Christie’nin 70 yaşında dahi hayali arkadaşlara sahip olduğu ve onları kitaplarındaki karakterlere tercih ettiği söyleniyor.
Hayali arkadaşın faydaları
Bu hayal ürünü arkadaşlar yalnızca hayal gücünü çalıştırmakla kalmıyor, kurgu arkadaşlıklar aslında sosyal ve dilsel gelişimi de tetikliyor. Çocukların hayattaki zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı oluyor. Bir araştırmaya göre, hayal ürünü arkadaşlara sahip olan çocuklar olmayanlara kıyasla başka insanların bakış açılarını daha iyi anlayabiliyorlar. Çalışmada bu durum, “Hayal ürünü bir arkadaş ile iletişim kurmak, çok yönlü bir rol yapma biçimidir ve bu nedenle çocuğun, hayal ürünü arkadaşının kişiliğini benimsemesini ve onun bakış açısını anlamasını gerektirir,” diye açıklanıyor. Bunun bir sonucu olarak, hayali arkadaşlar oluşturan yaratıcı çocuklar genellikle daha az utangaç oluyorlar ve daha gelişmiş kelime dağarcığına sahipler.
Hayali arkadaşların olumsuz tarafı, bazen muziplik yapıp çocuğunuza kötü bir şey yapmasını söylemeleri ve çocuğunuzun istenmeyen bir davranışı olduğunda ebeveyn tepkisinden kaçınmak için hayali arkadaşını suçlaması. Ancak tüm yönleriyle düşünüldüğünde, hayali arkadaşa sahip olmak çocukluğun son derece normal ve sağlıklı bir parçası.
Eğer çocuğunuz sizi hayali arkadaşıyla tanıştırırsa, telaşa kapılmayın. Hatta, bunu çocuğunuzla beraber oynamak için harika bir fırsat olarak değerlendirin. Çocuğunuz isterse, yemek masasında hayali arkadaşı için de bir yer ayırın ve yolculuklarda arabanıza binmesine de izin verin. Çocuğunuzun olağanüstü yaratıcılıktaki hayal dünyasına ne kadar dahil olursanız, aranızdaki bağ da o kadar güçlenir.
Kaynak: http://www.creativechild.com/articles/view/the-psychology-of-imaginary-friends