Duygusal zeka dediğimiz kavramın bir ayağını oluşturan empati, 21. yüzyılın en kritik becerilerinden biri olarak gösteriliyor ve gerek özel hayatta gerek iş hayatında “iyi ile müthiş” arasındaki farkı yaratan yetenek olduğunun altı çiziliyor. Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine “empati” adı verilir. (Rogers, 1970 ve 1983, çev. Akkoyun)
Empati, üç temel ögeden oluşmaktadır.
Karşımızdaki insanlara empatik tepki vermenin başlıca iki yolu vardır:
- Yüzümüzü/bedenimizi kullanarak onu anladığımızı ifade etmek,
- Sözlü olarak onu anladığımızı ifade etmek. Empatik tepki vermenin en etkili yolu, bu ikisini birlikte kullanmaktır.
Empati neden çok önemli?
Empati sahibi olmak daha iyi insan ilişkileri kurmayı, daha iyi bir takım oyuncusu olmayı, dünyaya daha zengin bir bakış açısından bakmayı sağlıyor. Başkalarının neyi neden yaptığını anlayabilen kişi, negatif durumlarla baş etmede de daha başarılı oluyor. Bunlar, işverenlerin de günümüz dünyasında aradığı temel özellikler. Empatinin iş dünyasında önem taşımasının bir diğer nedeni de, insanların ihtiyaçlarını anlayabilmek ve buna göre ürün ve hizmetler tasarlayabilmek için başlıca kural olması. Empati aynı zamanda cesareti de körüklüyor. Yakın dönemde 11-13 yaşları arasında 900 çocukla yapılan bir araştırmada (Abbot, N. & Cameron, L. (2014), araştırmacılar empati düzeyi yüksek olan çocukların, başka birine yöneltilen zorba davranışa karşı harekete geçme olasılığının daha yüksek olduğunu göstermiş. Bu tür “kurtarma” davranışı gösteren kişilerin aileleriyle yapılan bir araştırmada, anne ya da babadan en az birinin çevrede yardımsever bir insan olarak tanındığı görülmüş. Buradan çıkan sonuç; Birçok davranışta olduğu gibi, empatinin gelişmesinde de aile çok güçlü bir model teşkil ediyor olması.
Araştırmalara göre empatinin, kendini açma, toplumsallaşma, sosyal duyarlılık ve topluma uyum ile pozitif ilişkisi vardır (Chlopan ve diğ., 1985; Brems, 1988). Yani, diğer insanlara kişisel duygu ve düşüncelerini iyi ifade edebilen, topluma uyumlu ve sosyal duyarlılığı yüksek olan kişiler aynı zamanda empati kurma becerisine de sahiptirler.
Yine araştırmalara göre kaygı, depresyon, çocukları ihmal ve istismar etme ve saldırganlık ile empati kurma arasında negatif ilişki vardır (Chlopan, ve diğ., 1985; Brems, 1988). Yani kaygılı veya depresyon düzeyi yüksek olanların -muhtemelen ilgileri kendilerine yönelik olduğu için- başka insanların iç dünyalarına ilgi göstermeleri ve onlarla empati kurmaları ihtimali düşüktür. Sadece kendimize değil de başkalarının da problemlerine odaklandığımızda, sorun ettiğimiz şeylerin aslında o kadar da sorun olmadığını keşfedebiliriz, bu da hayata karşı daha güçlü durmamızı, daha geniş bir açıdan bakmamızı ve daha faydalı işler yapmamızı sağlayabilir. Empati, sadece kendisiyle empati kurulana yararı olan bir etkinlik değildir.
Empati, empatiyi kuran kişi için de önemlidir. Empatik becerileri ve eğilimleri yüksek olan, bu yüzden de diğer insanlara yardım eden kişilerin, çevreleri tarafından sevilme ihtimalleri artmaktadır. Bell ve Hail (1954) yaptıkları araştırmada, liderlik özelliğine sahip kişilerin empati kurma becerilerinin yüksek olduğunu belirlemişlerdir. Araştırmalara göre empati kurma becerisi ile işbirliği arasında ilişki vardır (Marcus, Telleen ve Roke, 1979). Empatinin kişilerarası iletişimi kolaylaştırıcı özelliği bilindiği için, empatik becerilerini artırmak amacıyla çeşitli meslek mensuplarına empati eğitimi verilmektedir. Örneğin hekimlere, hekim adaylarına, hemşirelere, ticaretle uğraşanlara, hatta satış elemanlarına, öğretmenlere, sosyal çalışmacılara, psikiyatristlere, psikologlara, danışmanlara empati kurma becerilerini artırmak amacıyla eğitim verilmektedir.
Çocuklarda empati duygusunu geliştirmek için neler yapabiliriz?
• Oyun oynamak, çocukların hayal güçlerini devreye sokarak farklı kişiliklere bürünmeleri, problem çözmeleri, duygularla baş etme mekanizmalarını test etmeleri, başkalarının bakış açılarından bakmalarına ortam yarattığından, empati geliştirmede kritik rol oynar. Ayrıca çocuklar paylaşmayı, sırayla hareket etmeyi, işbirliğini de oyun sırasında öğrenirler.
• Hikaye kitapları okumanın empatiyi geliştirdiği araştırmalarla kanıtlanmış. Kitap okuyan çocuk, dünyayı başkalarını gözlerinden görmeyi öğreniyor. Örneğin çocuğunuzla birlikte resimli kitaplar okuyup, karakterlerin beden dilini, yüz ifadelerini, duygularını birlikte çözümleyebilirsiniz. Kitap okurken ara ara durarak “Sence kahraman böyle olunca ne hissetmiştir? Sen olsan nasıl hissederdin? Bu karakter kendini daha iyi hissetmek için ne yapabilir?” gibi sorular sorabilirsiniz.
• Çocukların, kendilerinden daha az şanslı insanlara yardım etmeleri için fırsatlar oluşturabilirsiniz. Örneğin, oyuncaklarını ya da kitaplarını Doğu’daki arkadaşlarına ya da bu olanaklara sahip olmayan çevredeki çocuklara göndermek, görme engeli olmayan çocukların görme engeli olan kişiler için kitap okuması, huzurevinde yaşlıları ziyaret etmek, işaret dili öğrenmek, bir felaketten zarar gören insanlara kendi kapasitesinde yardım etmesini sağlamak gibi…
• Çocuğa yargılamadan dinleme becerisi kazandırmak, empati duygusunun gelişmesinde çok önemli. Bunun için de önce siz, çocuğunuzu yargılamadan sadece dinleyin…
Oya AKGÜN
İTK PDR Bölümü / Psk.Danışmanı
KAYNAKÇA Dökmen, Ü. (2013). İletişim Çatışmaları ve Empati. İstanbul: Remzi Kitapevi. Girgin, M. (2012). Pedogojik Değerler. Empati. içinde(70-72). Ankara: Vize Yayıncılık. Dr. Bahar Eriş “Yüzyılın Becerisi Empati”