Dünyanın en zengin iş adamlarından biri olan Warren Buffett’a başarısının sırrı sorulduğunda, bir kitap yığınına işaret ederek şu cevabı verdi: “Her gün bunun gibi 500 sayfa kitap okuyun. Bilginin işleyişi bu şekildedir. Tıpkı bileşik faiz gibi, bilgi de birikir. Bunu hepiniz yapabilirsiniz, ama eminim ki çoğunuz yapmayacaksınız…”
Buffet’ın bu sözünü iki yıl önce ilk kez duyduğumda, bir şeylerin yolunda gitmediğini anladım. Tarih 24 Aralık 2014’tü. “Hayalimdeki işi” bulmuştum. Bazı günler hayalimdeki işimdeyken, “Ya kırk yıl sonra burada olmaya devam edersem? Bu şekilde ölmek istemiyorum…” diye düşünürdüm.
Bir şeyler yanlıştı. Reçeteyi uygulamıştım halbuki. İyi notlar. Liderlik. Tavsiye mektupları. Üniversite. Hayalimdeki iş. Kazanan bendim. Yarışı tamamlamıştım. İşte, hayaller ülkesindeydim. Ama yine de çok büyük bir terslik vardı ortada…
Her gün, hayalimdeki işimde masamdan onların gözlerine bakardım. Boş, bomboş gözlerine.
Cevap yoktu.
2015 yılının Ocak ayında Buffett’ın tavsiyesiyle karşılaştım. Kitap okumaya karar verdim. Sorularıma cevap bulana kadar okumakta kararlıydım.
Günde beş yüz sayfa okuyamadım, ancak son iki yılda 400’den fazla kitabı baştan sona kadar okudum. Okumaya karar vermek, hayatımda aldığım en önemli kararlardan biriydi.
Kitaplar bana seyahat etmek için cesaret verdi. Kitaplar beni işimi bırakmaya ikna etti. Kitaplar bana rol modelleri ve kahramanlar ve yaşamla ilgili önceden sahip olmadığım bir anlayış verdi.
Yılda 200 tane kitap okumanın inanılmaz bir şey olduğunu söylemek isterdim, ancak dürüst olmam gerekirse, öyle değil. Çünkü bunu herkes yapabilir.
Tek gereken biraz basit matematik ve doğru araçlar…
1. Denemeden vazgeçmeyin
Sıradan bir insanın “Her gün bunun gibi beş yüz sayfa kitap okuyun,” tavsiyesine ilk tepkisi “Mümkün değil! Bu imkansız!” demek olur. Bu kişi daha sonra, detaylıca düşünmeden sırf haklı olduğunu göstermek için, “Çok meşgulüm,”, “Yeterince akıllı değilim,” ve “Kitaplar bana göre değil,” gibi bahaneler üretmeye başlar.
Peki ya biraz daha derine inersek? Örneğin, yılda 200 kitap okumak gerçekten neye mal olur? İki yıl önce, basit bir hesap yaparak bu soruya cevap aradım. Ve şu sonuca ulaştım: Yılda 200 kitap okumak hiç de zor değil.
Tam olarak Buffett’ın söylediği gibi. Herkes yapabilir bunu, sadece çoğu insan yapmaz.
2. Hesaplayın
Yılda iki yüz kitap okumak ne kadar zamanınızı alır? Önce şu iki istatistiğe bir göz atalım: Ortalama bir insan dakikada 200 ila 400 kelime okuyor ve ortalama bir kitap 50.000 kelimeden oluşuyor.
Şimdi, hızlı bir hesap yapalım…
200 kitap * 50.000 kelime = 10 milyon kelime
10 milyon kelime/400 = 25.000 dakika
25.000 dakika = 417 saat
İşte bu kadar. İki yüz adet kitap okumak için yılda 417 saat yeterli.
Biliyorum, biliyorum… Beyniniz benimki gibi çalışıyorsa muhtemelen “417 saat”i gördüğü an çalışmayı durdurmuştur. Birçok insan haftada yalnıza 40 saat çalışıyor! 417 saat boyunca nasıl kitap okuyabiliriz?
Beyninizin sizi vazgeçirmesine izin vermeyin. 417 saatin gerçekten ne demek olduğuna farklı bir açıdan bakalım şimdi de…
Vay canına, tam 417 saat. Kulağa gerçekten de çok fazla geliyor. Ama 417 saat aslında ne anlama geliyor? Bakış açımızı değiştirmeye çalışalım.
Örneğin istatistiklere göre “bekar bir Amerikalı”, yıl içinde sosyal medyada 608 saat, televizyon izleyerek ise tam 1642 saat harcıyor.
İnanılmaz. Yılda toplam 2250 saatin büyük bir kısmı ÇÖPE GİDİYOR. Bu kadar zamanı kitap okumaya ayırırsanız, yılda 1000’den fazla kitap okuyabilirsiniz!
Çok kitap okumanın altında yatan gerçek şu: O kadar da zor bir şey değil. İhtiyacımız olan vakte sahibiz aslında. Korkutucu kısım – ve hepimizin görmezden geldiği kısım – önemli olduğunu bildiğimiz şeyi yapmak için maalesef fazlasıyla bağımlı, zayıf ve dikkati dağınık olmamız…
Daha çok kitap okumak için, Twitter’da ünlüleri takip ederek ya da dizi izleyerek geçirdiğiniz “boş zamanı” kitap okuma zamanına dönüştürmeniz gerekiyor.
Teori son derece basit. Zor olan bunu uygulamak.
Hepimiz kitap okumanın ne kadar önemli bir aktivite olduğunu biliyoruz. Hepimiz bunu daha sık yapmamız gerektiğini de biliyoruz. Ama yapmıyoruz. Bunun asıl sebebi, uygulamaya geçmememiz.
Ben de henüz uygulamaya geçme konusunda kusursuz değilim, ancak sonuç almama yardımcı olan bazı yöntemleri sizlerle paylaşmak istiyorum:
I. Çevrenizi düzenleyin
Eğer uyuşturucu bağımlılığından kurtulmaya çalışıyor olsaydınız, evde uyuşturucu bulundurur muydunuz? Tabii ki hayır. Medya sizi bağımlı hale getirmek için tasarlanmıştır. Medya bağımlılığından kurtulmaya çalışmak uyuşturucuyu bırakmak kadar zor olabilir.
Emeğinizin karşılığını almak istiyorsanız ortamınızı yeniden düzenlemeniz şart.
Kitap okumak istiyorsanız; ortamınızdan dikkat dağıtıcı tüm unsurları çıkardığınızdan ve kitapların mümkün olduğunca yakınınızda olduğundan emin olun.
Örneğin, benim şu anda içinde bulunduğum ortam böyle:
Çok sık seyahat ediyorum. Ama bu beni okumaktan alıkoymuyor. Gittiğim her yere kitap götürmeye çalışıyorum ki istediğim zaman okuyabileyim.
Telefonumun ekranında ise sadece iki uygulama var. Biri, kitap okuma uygulaması olan Kindle. Diğeriyse alışkanlıklar için bir uygulama ki bu da beni bir sonraki konuya getiriyor.
II. Okuma alışkanlığı oluşturun
İrade, yaşam tarzınızı değiştirmek için pek de iyi bir araç sayılmaz. Ona en çok ihtiyacınız olduğunda sizi hep yüzüstü bırakır. İrade gücünüze güvenmek yerine kitap okumayı alışkanlık haline getirmeye bakın çünkü zor zamanlarda sizi dayanıklı kılacak şey budur.
III. Her yerde okuyun
Kitap okumak için bulduğunuz her fırsatı değerlendirin. Amacınız daha fazla kitap okumaksa, nerede ve hangi araçlar üzerinden kitap okuduğunuz konusunda seçici olma şansınız yok. Ben basılı kitaplar okuyorum. Telefonumdan da kitap okuyorum. Sesli kitap dinliyorum. Ve tüm bunları her yerde yapıyorum – bankta, otobüste, tuvalette… Neresi olursa.
Okuma konusunda fırsatçı olun. Okumak için fırsatınız varsa bunu değerlendirin, yoksa da yaratın.
Orhan Pamuk’un Yeni Hayat romanında geçtiği gibi, “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Eğer kitap okumaya başlamasaydım, muhtemelen hala “hayalimdeki iş”te çalışıyor olurdum. Masamda oturur, saate bakar ve ‘Bu şekilde mi öleceğim?’ diye düşünürdüm…
Eğer bazı cevaplar arıyorsanız, kitap okumaya bir şans verin. Aradığınızdan çok daha fazlasını bulmanız muhtemel.
Kaynak: https://qz.com/895101/in-the-time-you-spend-on-social-media-each-year-you-could-read-200-books/